Hollanda’da Uluslararası sempozyum gerçekleştirildi

Posted by

6-7 Mart tarihlerinde yapılan sempozyumun açılış konuşmasını IUASR Rektörü Emrullah Akgündüz, kapanış konuşmasını ise “Kainata tevhid eksenli bir bakış” konusu ile İİKV İcra Kurulu Başkanı Said Yüce yaptı.

İlk oturumda konuşan Arnold Yasin Mol “The Three Publics of European Islam: Navigating Cultural Paradigms” başlıklı sunumu çerçevesinde İslam’ın temsil edildiği dört ana temel alandan bahsetti: cami, okul, akademi ve toplum. Mol, her bir alanın kendi dinamikleri ve tarzı olduğunu vurgulayarak, akademik konferanslarda hutbe vermenin veya topluma dokunan konuları akademik platformlarda sunmanın uygun olmadığını söyledi. Bu çeşitliliğin bazı sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olduğunu dile getiren Mol sebebini ise şu sözlerle açıkladı:

Her alanda İslam’ın anlaşılma tarzı ve modern dünyadan aldığı zararlar farklı. Ama ortak olan; sekülerleşme ve liberalleşme tehlikesi.

İkinci oturumda Hristiyan kimliğiyle konuşan Prof. Dr. Bernhard Reitsma “Faith-Commitment Versus Respecting the Religious Other in the Context of Education” başlığı altında Müslüman ve Hristiyanlar arasında seküler tehdide karşı ortak alanlar oluşturmanın önemine değindi. Özellikle “eğitimin bir mana arayışı” olduğu savunan Reitsma, ortak programlarla bu ihtiyacın karşılanabileceğini söyledi ve kendi üniversitesi Protestant Theological University ve IUASR arasında her yıl düzenledikleri ortak programları örnek gösterdi.

Dr. Tubanur Yeşilhark-Ozkan, “Theology to God-Talk: Changing the Narrative” başlıklı sunumunda, Allah’la birlikte olma manasını günlük dile çevirmenin önemine odaklandı. “Oku” ayetini örnek vererek tefekkürü vurgulayan Yeşilhark, modern seküler sistemin tehlikelerine de dikkat çekti.

İİKV’den Tuğba Türkoğlu’nun sunum başlığı ise “An Islamic Education Project: Madrasatuzzahra” idi. Türkoğlu sunumunda Bediüzzaman Said Nursi’nin eğitim projesi olan Medresetüzzehra’yı ve yine Nursi’nin bu eğitim modeline grift olan mana-yı harfi metolojisini konu aldı.

Ahmet Subaşı’nın bağlantıyla katıldığı sempozyumda, akademik bir yaklaşımla seküler toplumda dini temelli bir akademik sistemin nasıl olması gerektiği üzerine konuşuldu. Modern düşünce adamlarının bireyselcillik ve imansızlık üzerine inşa ettikleri medeniyet örneklerini paylaşan Subaşı, çözüm olarak Nursi’nin mana-yı harfi metodunu öne çıkardı.

Mashid Turner “Confessional Education and Mental Well-being” başlıklı sunumunda, imanın insanın bakış açısını değiştirmesini ve eğitimde bu perspektife olan ihtiyacı ele aldı. İngiltere’de yürüttüğü psikolojik yardım çalışmalarını paylaşarak örnekler verdi.

Dr. Necati Aydın, “5D Thinking Model: Reading the Universe Like a Book and Seeing Signs of God in Science” konulu sunumunda, bilim felsefesine Allah’ı katmanın önemine değindi. Nursi’nin mana-yı harfi metodunun yirmi yıldır üzerinde çalışan Aydın, bu konuda geliştirdiği “5D Thinking” modelini kısaca özetledi ve “5. boyut olarak bilim ve metodolojiye Allah’ın eklenmesi” gerektiğini savundu.

Son oturumda Dr. Haroon Sidat, “Performing Islam as a Bricoleur in Three Publics” başlıklı sunumunda, İngiltere’deki medrese sistemini anlattı. Medreselerin müslüman grupların imanî ve İslamî eğitim ihtiyaçlarını karşıladığını ifade eden Sidat, aynı zamanda Cambridge Muslim College’da çalıştığını ve medrese ile akademiyi birleştirmek amacıyla kurulan bu yeni tip medresenin önemine vurgu yaptı.

Sempozyum, soru-cevap oturumları ile sona erdi.

 

 

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir